30 Eylül 2014 Salı

Ayva Reçeli


Malzemeler

  • 2 adet büyük ayva
  • 1,5 su bardağı şeker
  • bir kaç damla limon suyu
  • 3 adet karanfil 
  • 1 su bardağı su
Hazırlanışı

                Ayvaların kabuklarını soyuyoruz ve bunu yaparken de ayva çekirdekleri ayırıp bir kenara bırakıyoruz. Soyduğumuz ayvaları istediğimiz büyüklükte doğruyoruz.


                                    Doğradığımız ayvaları bir tencere içerisine alıp üzerine şekeri ekliyoruz ve 4 saat kadar şekerle bekletiyoruz.


                           4 saat sonunda ayvalarımıza suyumuzu ekleyip kısık ateşte kaynamaya bırakıyoruz. Reçelimiz kaynayıp kıvam almaya başladığında içerisine ayırdığımız ayva çekirdeklerini ve karanfilleri atıyoruz. Biraz kaynatıp limonu damlatıyoruz ve artık reçelimiz kıvam alınca altını kapatıp ayva çekirdeklerini çıkarıyoruz içinden. Reçel soğuduğunda da kavanoza alıp kapatıyoruz.



Not: Ayva çekirdeklerini reçelimizin içine atıp kaynatmamızın sebebi reçelimize renk vermesidir çekirdekler rengini bırakıp kızartır reçelimizi. Ve reçel piştiğinde de çıkarmamızın sebebi eğer reçelin içinde kalırsa kıvamını daha arttırır ve jöle kıvamına getirir çünkü ayva çekirdeğinin bir diğer özelliği de suyun içinde beklediği zaman jöle olmasıdır.

26 Eylül 2014 Cuma

Yeşil Mercimekli Börek



Malzemeler

  • 1 paket baklavalık yufka
  • yarım su bardağı süt 
  • yarım çay bardağı sıvıyağ
İç harcı için
  • 1 su bardağı yeşil mercimek (haşlanmış)
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 1 tatlı kaşığı tuz
Üzeri için
  • 1 yumurta sarısı
Hazırlanışı

               Kuru soğanımızı küp küp doğrayıp bir tavanın içerisine alıp üzerine çok az sıvıyağ ekleyip sotelemeye başlıyoruz. Soğanlar pembeleşince salçasını ekleyip haşlanmış olan mercimeklerimizi ve tuzu ilave edip güzelce karıştırıp bikaç dk kavurup altını kapatıyoruz.


               İç harcımız bir kenarda soğurken baklavalık yufkamızı paketinden çıkarıyoruz. Markası hiç önemli değil herhangi bir baklavalık yufka olur ben evde bu vardı bunu kullandım ve sonuç gayette güzel oldu.


                         Paketinden çıkardığımız yufkadan 4 kat ayırıp tezgahın üzerine alıyoruz.


                                          Açtığımız yufkayı enine 4 eşit parçaya  bölüyoruz.


                                  Böldüğümüz bir parçayı ayırıp her katını açıp süt ve sıvıyağı karıştırıp fırça yardımı ile yufkanın her katına sürüyoruz.


                                         Sütlü karışımı sürdükten sonra iç harcından bir yemek kaşığı alıp yufkanın bir ucuna koyuyoruz ve rulo yapıp kenarlarını kapamadan arıyoruz.





                      Bütün yufkaya aynı işlemi uygulayıp fırın tepsisine diziyoruz. Hepsi bittikten sonra böreklerimizin üzerine yumurta sarısı sürüp 170 derecelik fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz. 



Not: İsterseniz böreğinizi bir gece önceden sarıp tepsiye dizip üzerini streç film ile kapatıp buzdolabında tutup sabahta pişirebilirsiniz. 

22 Eylül 2014 Pazartesi

Kabak Tatlısı


              Kabak tatlısını sevmeyen yoktur herhalde e artık mevsimi de geldi çarşıda pazarda marketlerde her yer de bol bol görüyoruz kabakları gerçi ben annemin bahçesinden toplayıp geliyorum oda ayrı dava ya neyse :) işte benim kabak tatlısı tarifim;

Malzemeler

  • 1 kg kabak (bal kabağı yada ak kabak denilen beyaz kabak ikisi de olabilir)
  • 2,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı su
Hazırlanışı 

            Kabağımızın kabuklarını soyup istediğimiz büyüklükte bölüyoruz yıkayıp süzdürüp bir tencere içerisine alıyoruz ve üzerine şekerimizin hepsini döküyoruz isteğe göre şeker azalabilir yada artabilir bu tamamen sizin damak tadınıza kalmış. Şekerlediğimiz kabakları en az 4 saat bekletip şekeri emip suyunu salmasını sağlıyoruz ve bu süre sonunda eğer çok su salmamışsa 1 su bardağı su ekleyip kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz kaynamaya başladıktan sonra tenceremizin kapağını tamamen kapalı tutmuyoruz çünkü bol bol taşacaktır kapalıyken. Ve kabak kaynarken ara ara suyunu kontrol ediyoruz eğer suyu bitmiş fakat kabağımız pişmemişse biraz daha su ekliyoruz. Ben genelde pişip pişmediğini bir kabağın ucundan azıcık koparıp tadarak anlıyorum piştiğinde altını kapatıp soğumaya bırakıyorum ve istediğim zamanda üzerine ister çekilmiş fındık ister ceviz serpip yada tamamen sade bırakıp servis ediyorum.


20 Eylül 2014 Cumartesi

Un Kurabiyesi


                 Eşimde un kurabiyesinin yeri ayrıdır pek bi sever ve kurabiye denince de ilk aklına gelen odur. Öyle ki ailemle tanışmaya geldiğinde menüde ne istiyorsun diye sorduğumda "un kurabiyesi" demişti bu yüzden sık sık bizim evde un kurabiyesi bulabilirsiniz :)) işte benim un kurabiyesi tarifimmm

Malzemeler

  • 150 gr margarin
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1 paket vanilya
  • aldığı kadar un 
Hazırlanışı

               Margarini, sıvıyağı, pudra şekeri ve vanilyayı güzelce karıştırıyoruz azar azar un eklemeye başlıyoruz ve ne zamanki hamur elimize yapışmamaya başlıyor işte o zaman hemen unu kesiyoruz ve oldukça yumuşak bir hamur olacak bütün kurabiyelerden daha yumuşak çünkü un kurabiyesi ne kadar yumuşak olursa o kadar lezzetleniyor bunu tecrübe ile sabitledim :) hamur elimize yapışmıyorsa iş bitmiştir istediğimiz şekilleri verip fırın tepsisine sıralıyoruz ve 165 derecelik fırında altları pembe olur olmaz fırından alıyoruz isteğe göre fırından çıkarınca pudra şekeri serpiyoruz üstüne.


19 Eylül 2014 Cuma

İngiliz Keki (Lokum Kek)


                 Uzuunnnca zamandır denemek istiyordum bu keki önceki akşam instagram gezinirken yine denk geldim ve sevgili kocam "Bunu neden yapmıyorsun" diyince artık denemenin zamanının geldiğini anladım. Kimisi "İngiliz Keki" kimisi "Lokum Kek" olarak biliyor fakat gerçekten de yediğinizde bir lokum tadı bırakıyor ağzınızda işte tarifiii;

Malzemeler

  • 4 yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 3,5 su bardağı un 
  • 1 portakal kabuğu rendesi
Sosu için 
  • 1,5 su bardağı süt
  • 2 yemek kaşığı toz şeker
  • 2 yemek kaşığı kakao
Üzeri için
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
Hazırlanışı

              Öncelikle kekimizi yapıyoruz. Yumurta- şeker, süt-sıvıyağ, kabartma tozu-vanilya-un sıralamasını devam ederek kekimiz ortaya çıkıyor ve en son mikseri bıraktıktan sonra portakal kabuklarımızı ekleyip spatula yardımı ile karıştırıp büyük dikdörtgen borcamı yağlayıp içerisine döküyoruz 170 derecelik fırında kürdan kontrollü pişirip piştiğinde soğuması için bir kenara bırakıyoruz.




                                      Kekimiz soğuduktan sonra eşit şekilde küp küp dilimliyoruz.


                                  Sosumuz için sütü soğuk halde bir kabın içerisine alıp şeker ve kakao ile güzelce karıştırıyoruz ve hindistan cevizinide bir tabağın içerisine döküyoruz.



                             Dilimlediğimiz kekten bir dilim alıp sosumuza batırıyoruz ve her yanını sosa buluyoruz.


                                   Sostan çıkardığımız kek dilimini hindistan cevizine bulayıp bir köşede dinlemeye bırakıyoruz.



         

                              Bütün kek dilimlerine aynı işlemi uyguladıktan sonra servis tabağına alıp istediğimiz zaman afiyetle yiyoruz.


Not: Şuan portakal bulmak azıcık zor olabilir ben kıştan portakal kabuklarımı rendeleyip buzluğa atmıştım şimdide lazım olduğunda çıkarıp kullanıyorum ama portakal kabuğu yok diyorsanız onun yerine limon kabuğuda olur.

Dereotlu Poğaça


Malzemeler

  • 1 su bardağı ılık süt
  • yarım su bardağı su
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 100 gr tereyağ
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • yarım demet dereotu
  • 1 çorba kasesi beyaz peynir 
  • 1 yumurta
  • aldığı kadar un 
üzeri için
  • 1 yumurta sarısı
Hazırlanışı

               Sıvı malzemeleri, tereyağını, tuzu, şekeri, ince kıyılmış dereotunu ve mayayı maya eriyene kadar karıştırıyoruz daha sonra azar azar unu ve peyniri ekleyip ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde edip hamurumuzun üzerini nemli bir bezle örtüp mayalanmaya bırakıyoruz. Yarım saat mayalandıktan sonra istediğimiz büyüklükte parçalar kopararak istediğimiz şekilleri verip fırın tepsisine diziyoruz üzerlerine yumurta sarılarını sürüp 10 dk da tepsi mayası yaptırıp 180 derecelik fırında altları kızarana kadar pişiriyoruz.


                       Fırından çıktığında hemencik poğaçalarımızın üzerini sofra bezi ile örtersek yumuşacık kıyır poğaçalar elde etmiş oluruz :)

17 Eylül 2014 Çarşamba

Kuru Yufka Böreği


                Kuru yufkayı hemen herkes bilir hatta köylerde yaşayanlar her yıl mutlaka bir günlerini ayırıp saçı kurup yada taş fırınları yakıp açarlar yufkalarını ve pişirirler dolayısıyla da kışın canları börek isteyince hemen ellerinin altında hazırda yufkaları bulunur. Eh işte bende tam o evlerden biriyim malum köyde doğup büyüdüm yufka açmayı da, yaprak sarmayı da, salça yapmayı da biliriz evelallah ;)

Malzemeler

  • 10 adet kuru yufka 
  • 4 su bardağı süt 
  • 1 çorba kasesi beyaz peynir
  • 1 su bardağı yoğurt 
  • 3 yemek kaşığı çiğ süt kaymağı
  • 1 yumurta
  • 1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı 

               Öncelikle bir yufkamızı alıp istediğimiz herhangi bir fırın tepsisine yada borcama yerleşecek şekilde bir kaç parçaya bölüyoruz ve tepsimizin içerisine yerleştiriyoruz.Sütün içerisine hiç bir şey ilave etmeden yufkaları ıslamak için kullanıyoruz her yufkaya yetecek şekilde yufkaları süt ile ıslıyoruz. Her yufkayı koydukça bir miktarda süt gezdiriyoruz yufkanın üzerine 5 yufka sonunda ısladıktan sonra peynirimizi tepsinin her yanına eşit şekilde dağıtıyoruz. Diğer 5 yufkaya da aynı işlemi uygulayıp tepsimize döşüyoruz.


                               Böreğimiz bir kenarda beklerken diğer bir kenarda bir kabın içerisine yoğurdumuzu, kaymağı, yumurtayı ve tuzu koyup çırpıyoruz.



                              Diyeceksiniz ki tarife 1 yumurta yazmışsın sende 2 yumurta var çünkü benim yumurtalar fazlasıyla minnaktı bu yüzden bir ikinciyi kırmak zorunda kaldım. Ve yine diceksiniz ki biz nerden bulalım o kaymağı efendim kaymak yoksa yoğurdun miktarını arttırın aynı görevi görüyor ;)


                             Çırptığımız karışımı böreğimizin her yanına eşit dağılacak şekilde döküp yaydırıyoruz.



190 derecelik sıcak fırına sürüp güzelce kızarana kadar pişiriyoruz.


Fırından çıktıktan sonra üzerini bir sofra bezi yada büyükçe bir havlu ile kaparsak böreğimiz sert kalmaz yumuşamış olur.





Not: Böreğimizin içerisine arzuya göre haşlanmış patates, ıspanak, pazı, kavrulmuş kıyma, domates biber ya da kaşar ve sucuk da koyabilirsiniz.
Ve yine bir dip not bu tür börekleri alemiyon fırın tepsilerinde pişirirseniz hem pişmeleri için daha iyi sonuç alırsınız hemde lezzetleri daha bir başka olur.

Köy Nişastası Helvası


                     Köy nişastası da ne diyeceksiniz ev yapımı buğday nişastası uzun ve meşakkatli bir yapımı vardır özellikle helva yapmak için yaparlar bu nişastayı ve özellikle pütürlü bırakırlar ki helvada daha kolay kullanılsın diye. Her yerde bulunmaz ve herkeste bilmez ama köylerde buğday ekenler mutlaka yapıp bulundurur nişastayı evlerinde hele helvasının tadını bilenler üstüne helva tanımazlar işte bizde onlardanız aylardır helvayı sayıklıyorduk fakat nişastamız kalmamıştı annem yazın o uzun ve meşakkatli işlemi çekip nişastamızı yaptı ve bizde helvamıza kavuştuk işte tarifi :)

Malzemeler

  • 1 su bardağı köy nişastası
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı su
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
Hazırlanışı

               Öncelikle nişastamızı bir kabın içine alıp şekerle harmanlıyoruz.


                         İçerisine suyu ekleyip şeker eriyene kadar karıştırıyoruz.



                               Yağı herhangi bir tava yada pilav tenceresine koyup kızmasını bekliyoruz kızınca içerisine nişastalı sulu karışımı döküp sürekli karıştırarak kıvam almasını sağlıyoruz.



                           Kıvam yoğunlaşınca sık sık karıştırıp taneleşmesini sağlıyoruz ve yağını iyice çekip güzelce kavrulduktan sonra altını kapatıyoruz.

                           İsteğe göre sade yada fındık fıstık ceviz ilede servis edebiliriz.



16 Eylül 2014 Salı

Mürdüm Eriği Reçeli


                Eh malum günlerdir sesim çıkmıyordu ziraa ben kış girmeden güneşleri kaçırmadan evimi temizleyip misss kokuttum. Eh temizlik yaparken de boş durmadım reçelimi de yaptım yeni tariflerde denedim ve hemen reçelimin tarifini sizlerle paylaşayım dedim;


Malzemeler

  • 1 kg mürdüm eriği
  • 4 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı su
  • birkaç damla limon suyu veya limon tuzu
Hazırlanışı

               Eriklerimizi yıkayıp ortadan ikiye ayırıp çekirdeklerini çıkarıyoruz ve çekirdeklerinden ayırdığımız erikleri istediğimiz büyüklükte küp küp doğruyoruz.


                         Doğradığımız erikleri ikiye bölüp ibir bölümünü tencereye yerleştirip üzerine 2 bardak şekeri döküyoruz kalan eriği şekerin üzerine yayıyoruz ve onların üzerine de kalan şekeri döküyoruz.

                                 Bu işlemi ister akşamdan yapıp sabah kaynamaya bırakın ister sabahtan şekere basıp 4 saat sonra kadar kaynamaya koyabilirsiniz. Ben sabahtan şekere basıp 4 saat sonra içerisine 1 bardak su ilave edip kaynamaya bıraktım ağır ağır kaynadı kaynarken koyulaşmasına izin vermeden ara ara birer kaşık alıp soğutup kıvamına bakıp öyle anladım kıvamını çünkü soğuduktan sonra kıvamı çok daha fazla yoğunlaşacağı için çok fazla koyulaşmadan limonumu damlatıp çok az daha kaynatıp aldım ocaktan ve soğumaya bıraktım. Soğuduğunda iste tam istediğim kıvama gelmişti.


15 Eylül 2014 Pazartesi

Havuçlu Kek


                    Madem tazecik havuçlar artık pazarlarda yerine yerleşti madem sonbahar ufaktan ufaktan geliyor öyleyse havuçlu kekin tamm vaktidir;

Malzemeler

  • 4 yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı su
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 2 büyük boy havuç
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 çay bardağı çekilmiş fındık ya da ceviz
  • 3,5 su bardağı un 
Hazırlanışı

                Öncelikle havuçlarımızın kabuklarını soyup rendenin büyük kısmıyla iri iri rendeliyoruz çünkü piştiğinde küçülüceği için büyük rendeleyip kekin içinde belli olmasını sağlıyoruz. Havuçlar bir kenarda beklerken şeker ve yumurtaları boza kıvamına gelene kadar çırpıp su ve sıvıyağı ekliyoruz biraz daha çırpıp un, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip güzelce çırpıp mikseri bir kenara bırakıp hamura havuçları, ceviz yada fındığı ve son olarakta tarçını ekleyip spatula yardımı ile karıştırıyoruz ve yağlanıp unlanmış olan kek kalıbına döküyoruz 170 derecelik fırında kürdan ile kontrol ederek pişiriyoruz.





8 Eylül 2014 Pazartesi

Patates Kavurması


              Bizim evde patates haşlanmış ve ertesi güne de haşlanan patatesten bir kaç tane kalmışsa hemen değerlendirilir ve hem çay sofralarına hemde kahvaltı sofralarına yakışan bir çeşit çıkar ortaya. İşte tarifi;

Malzemeler

  • 3-4 adet haşlanmış patates
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 adet domates
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı nane
Hazırlanışı

                Patatesler, soğan ve domates küp küp doğranır. Soğanlar bir tava içerisine alınıp az sıvıyağ ile pembeleşinceye kadar kavrulur pembeleşince domatesler ilave edilir az tavada çevrilip salça eklenir ve ardından patates, tuz ve nane eklenip biraz kavrulur ve servise hazırdır.


Islak Kek


                    Ben ıslak keki pek severim ama ne kadar ıslak kek yapsam da benimki baya baya kuru kek olup çıkıyodu. Napıyım ne edim derken sevgili Aylin Canay sayesinde has be has ıslak kek yapabilen biri oldum işte onun tarifiyle ıslak kek ;)

Malzemeler

  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 4 yemek kaşığı kakao (tepeleme)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 2 su bardağı un (çok dolmayacak bardaklar)

Hazırlanışı

               Yumurtaları ve şekeri boza kıvamına gelene kadar çırpıyoruz. Üzerine sıvıyağ, süt ve kakaoyu ekleyip güzelce yeniden çırpıyoruz. Bu karışımdan 1,5 su bardağı ayrı bir kaba ayırıp kenarda bekletiyoruz. Çırpma kabının içerisinde kalan karışıma unu, vanilyayı, kabartma tozunu ve tarçını ekleyip karıştırıyoruz. Yağlanmış olan kare borcama döküyoruz ve 170 derecelik fırında kürdan yardımı ile kontrol ederek pişiriyoruz. Keki fırından çıkardıktan sonra istediğimiz şekilde dilimleyip ayırdığımız karışımı her yanına eşit dağılacak şekilde döküyoruz ve istediğimiz zaman servis ediyoruz.


5 Eylül 2014 Cuma

Sakızlı Muhallebi


 Malzemeler

  • 1 lt süt
  • 1 çay bardağı toz şeker
  • 1 çay bardağı un 
  • 1 paket vanilya
  • 1 tane falım sakız (aromasız olacak)
Hazırlanışı

              Sütü bir tencerenin içerisine alıp üzerine şekeri ve unu ekleyip güzelce karıştırıp ocağa koyuyoruz karıştırarak kaynatıyoruz. Kaynamasına yakın vanilya ve sakızı ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz. Kaynayıp göz göz olunca altını kapatıp herhangi bir tepsiye, kalıba yada kaselere döküyoruz . Oda ısısına geldikten sonra 2 saat dolapta dinlendirip isteğe göre tarcın yada çekilmiş fındık serpip servis ediyoruz.


Not: Un ve şekerdeki çay bardağı ölçüsü en küçük çay bardaklarından olucak yani halk diliyle "kahveci bardağı" dediğimiz bardaklar ölçü olarak kullanılacak. 

4 Eylül 2014 Perşembe

Dr. Oetker Poğaça


               Malum benim dr.oetkerden gelen stoklar durup duru ölece ara ara bazılarını deniyorum dünde evde yemek yok yemek yapacak mecalde yok napım ne edim koca gelecek yarım saate derken aklıma dr. oetkerin poğaçası geldi aldım elime kutunun üzerinde yazanları uyguladım yarım saat içinde bizim ev poğaça kokar oldu :)

              Kutunun içerisinde un karışımı,  susam ve kurumuş yeşillikler ve hatta birde pişirme kağıdı mevcut. Biz sadece 75 gr margarin, 6 yemek kaşığı sıvıyağ, 1 çay bardağı yoğurt ve birde içi için peynir ilave ediyoruz. He birde üzeri için yumurta sarısı.


                          Kutudaki tarife göre uygulayıp (laf aramızda azıcık un ilave istiyo) içine peynir ve yeşillik kurularını koyup hemencik fırına sürüyoruz ve gayet lezzetli oluyor. Poğaçayı düşüremiyorum yada poğaça yapacak vaktim yok diyenlere gönül rahatlığıyla önerebilirim aynı ev yapımı gibi oluyor güvenle alıp kullanabilirsiniz.



     Dip Not: Yalnız içerisine eklenen yağ azıcık fazla gibi geldi bana o yüzden hamuru yoğururken yağ oranını azaltabilirsiniz.

         

Yaban Mersinli Kek


           Normalde evimizde yaban mersini tüketilen bir şey değil ama markette indirimde görüp almıştım keklerde güzel olduğu bildiğimde alıp attım kenara ve ara ara da keklerde kullanıyorum hem çok güzel bir tat veriyor hemde ekşimtrak bi tat bıraktığı için kek çok daha güzel oluyor. Velhasıl kelam tarif aşağıda bence mutlaka deneyin derim ;)

Malzemeler

  • 4 yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı su
  • 1 su bardağından az sıvıyağ
  • 1 paket vanilya 
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3,5 su bardağı un 
  • yarım su bardağı yaban mersini
  • 2 yemek kaşığı (dolu dolu) damla çikolata
Hazırlanışı

             Şeker ve yumurtaları boza kıvamına gelene kadar çırpıyoruz.

                        Suyu ve sıvıyağı ekleyip biraz daha çırpıyoruz. Unu, kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip güzelce çırpıyoruz. Mikseri bir kenara bırakıp kek hamurumuza yaban mersinlerini ve çikolataları ekleyip spatula yardımı ile karıştırıyoruz.

                           Karıştırdığımız hamuru yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına yada herhangi bir borcama döküp 170 derecelik fırında kürdan yardımı ile kontrol ederek pişiriyoruz.


3 Eylül 2014 Çarşamba

Çikolatalı Muffin


                Aslında pek severim minik olan her şeyi ama nedense muffin pek alışık olduğum bişi değil bu yüzdende pek tarifleriyle ilgilenmemiştim takiii bir gün eşim "Aşkım o minik keklerden yapar mısın?" diyinceye kadar! Eh el mahkum yapacaz " Tamam" dedim. Dedim demesine de elde tarif yok netten araştırmayı da canım istemiyo bende en bilinen yöntemi uygulayıp uydurdum :) ne yani uydurduk diye olmayacak değil ya gayette güzel oldu hemde o hazır aldığımız browni kek gibi oldu :) işte tarifi;


Malzemeler

  • 2 yumurta
  • 1 su bardağından az toz şeker
  • 1 çay bardağı süt
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 200 gr süt kreması
  • 80 gr sütlü çikolata
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 2 su bardağı un 
  • damla çikolata
  • çekilmiş fındık
Hazırlanışı 

                Öncelikle kremamızı bir tava içerisine alıp kaynama noktasına gelince içerisine çikolatamızı atıp eritene kadar karıştırıp eriyince ocaktan alıyoruz. Krema bir köşede oda ısısına gelirken diğer yandan yumurta ve şekeri boza kıvamına gelene kadar çırpıyoruz. Sıvıları ve çikolatalı kremayı da ekleyip biraz daha çırpıyoruz. Kabartma tozu, vanilya, kakao ve unu da ilave edip güzelce çırpıyoruz. Hazırladığımız hamurdan muffin kalıplarına dolu dolu 2 çorba kaşığı döküp hamurun hepsini bitiriyoruz. Kalıplara doldurduğumuz hamurların üzerine her kalıba 3-4 adet damla çikolata bir fiskede çekilmiş fındık atıp 170 derecelik fırında kürdanla kontrol ederek pişiriyoruz.





Dip Not: Yapım aşamalarını yaparken çekmemişim ziraa o zamanlar blog düşüncem yoktu :)

Yoğurtlu Patlıcan Ve Biber Salatası


Malzemeler

  • 3-4 adet közlenmiş patlıcan
  • 5-6 adet közlenmiş kırmızı biber
  • 1 çorba kasesi yoğurt
  • 3 büyük diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı

               Patlıcanları ve biberleri istediğimiz büyüklükte doğruyoruz. Yoğurdumuzun içerisine sarımsakları rendeleyip tuzu da ekleyip karıştırıyoruz. Doğradığımız biber ve patlıcanları da yoğurtla karıştırıp salatamızı servis tabağına alıyoruz.



2 Eylül 2014 Salı

Cundaaaaaaaa !!! Anlatılmaz Yaşanır!!!!


             Eee hep tarif hep börek çörek olacak değil ya arada öneriler arada gezilen yerler arada fırsatlarda olacak blogda.

            Bugün size balayı otelimizden ve Cunda' dan bahsetmek istiyorum. Benim evelden ezelden hayalimde balayımızı Cunda' da yapmak. "Cunda' da aklına nerden gelir?" diyeceksiniz şimdi hep duyardım televizyonlardan ismini sonra birgün Bir İstanbul Masalı dizisi (zamanında pek meşhurdu pek izlenirdi dizi) Cunda' da final çekimlerini yapmıştı ve tvler hep oradan bahsetmişti bende ki merakta daha çok artmıştı bu yüzdende aht etmiştim "Bigün evlenirsem Cunda' ya balayına gidicem!" diye. Eh gel zaman git zaman eşim hayatıma girdi evlilik konuşur olduk hatta ciddileşip isteme olayımızı tamamladık ve eşimde balayı mevzunu açınca bende anlattım ne istediğimi. O da bende deniz meraklısı değiliz e zaten yaşadığımız şehirde istemediğimiz kadar denize sahil var dolayısıyla da madem balayına gidiyoruz bari bol bol gezip görelim mantığındaydık bende Cunda' yı anlatınca eşim "Tamam" dedi ve görevi bana verip herşeyi organize et oteli bul dedi. Aldım mı başıma belayı bilmem etmem naptım ne ettim internetin altını üstüne getirdim ne yenir nerde kalınır nasıl gidilir herşeyi aradım buldum birde otel buldum Yundantik Cunda Konakları diye ve gerçekten gidip görmeden çok beğendim hakkındaki tüm yorumları okudum bir sürü bir sürü mail attım ve bir sürü cevaplar aldım otelin sahibi Canan Hanımdan. Sonra yinede içime sinmedi oraları bilen bir ablamdan oteli araştırmasını söyledim ve sağolsun beni kırmayıp araştırma yaptırdı ve tamda beklediğim gibi olumlu cevaplar geldi.

                Ve zaman geldi çattı 19 Ekim 2013 günü evlendik rüya gerçek oldu kül kedisi peri kızı oldu gelin oldu :) 20 ekim günü yola koyulduk artık Cunda bizi bekliyordu. Çookkk serüvenli birde yol maceramız var ama onuda daha sonra anlatırım :) ve sonunda otelimize vardık (laf aramızda hatta minnacık cundada birde kaybolduk sağolsun Canan hanım telefonla destek verdi de otelin yolunu doğrulttuk). Eh balayı çiftiyiz ya odamız bile süslü püslüydü yani anlayacağınız daha otele adımımızı atar atmaz fethettiler kalbimizi.

                Otelin her yanı ince ayrıntılarla dolu o kadar güzel ki ancak Cunda'nın atmosferini bir otelde bu kadar hissedebilirsiniz.















                             Her yanı çiçeklerle dolu her yanı ince ayrıntılarla bezeli :)







            Hele o kahvaltılar yokmu o kahvaltılar hala dilimizde orda peynirin ve zeytinin tadı daha bir ayrı daha bir güzel resmen tadına doyum olmuyor yediklerinizin. Otelimizin 5 çaylarıda ayrı güzeldi onuda söylemeden geçemeyeceğim.






                       Yani anlayacağınız bunlar anlatılmaz yaşanır. Biz 5 gün kaldık otelimizde ve evimizi aratmadı öyle güzel atmosferi öyle güzel otel sahiplerimiz ve çalışanlarımız vardı ki ailemiz yanımızdaymış gibi hissettik. Ordaykende bol bol teşekkürlerimizi iletmiştik bir kez Canan Hanım ve çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum ve en kısa zamanda yine görüşüceğiz onlarla çünkü biz otelimizi ve cundayı çookk özledik.



                     Gelelim Cunda da nereler gezilir neler yenir nerelere gidilir sorularına efenimmmmm bir defa kesinlikle cundada araç ile gezmeyiniz cundaya varır varmaz arabanızı bir kenara bırakın ve her yana yürüyerek gidin yürüyünki her köşedeki güzellikleri keşfedin. O minicik sokak aralarını o devasa muhteşem kapıları o taş evleri o buram buram tarih kokan cundayı daha iyi görebilin.




















                        Orda her sokak ayrı muhteşem ayrı ayrı ayrıntılarla dolu ve her sokak mutlaka ya sabun, ya zeytin ya da turunç kokuyor o koku insanı alıp öyle bir götürüyor ki sonsuza dek orada yaşamak isteyebiliyorsunuz.

                        Madem Cunda' ya gittiniz öylese Beyaz Değirmen Ve Taş Değirmene gitmeden sakın dönmeyin!!


                                          Beyaz Değirmende mutlaka fotoğraf çekinin :)






                             Taş değirmene çıkmışken 15-20 dk mutlaka oturup manzarayı izlerkende türk kahvesi yada çay eşliğinde mozaik pastalarını ve brownilerini yemenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Ve cundanın en muhteşem manzarasıda Taş değirmendedir ;)

                             Yemek için mutlaka sahildeki UNO restoranta uğrayın ve leziz çökertme kebaplarından yiyin deriz ;)




                                      He söylemeden geçmiyim unonun kedileri vardır yemek yerken yanınıza gelirler sakın korkmayın hemen çalışanlardan su getirmesini söyleyin sudan korkup kaçıyorlar :)






                          Sahile inince mutlaka sakızlı dondurma yiyin hatta kızarmış dondurmasıda çok meşhurdur mutlaka onuda tadın derim ve oraya kadar gitmişken birde ayvalık tostu yemeden dönmeyin :)


                                Özellikle bu arkadaşta yiyin kızarmış dondurmanızı ziraa öyle bir ballandıra ballandıra anlatıyorki dondurma sevmeyen insanın bile canı çekiyor :)


                               Çarşıya çıkınca mutlaka gül ablanın dükkanını bulup sevdiklerinize ve evinize cunda hatıraları alın öyle güzel şeyler mevcut ki insanın başı dönüyor :)



                           Ve mutlaka HAS ADA ZEYTİNCİLİK' e gidip zeytin yağı, zeytin ve zeytinli sabun alınız sahibi bizzat kendisi ilgileniyor ve öyle tatlı bir amca ki herşeyi ince ince düşünüp öyle paketliyor aldıklarınızı ve aldığınız zeytin ve yağın tadına doyum olmuyorrrr



                           Ve mutlaka karadeniz pastanesinden sakızlı kurabiye alıp öyle dönün evinize hatta bolca alıp kurabiyeleri buzluğunuza atınız cundayı özledikçe çıkarıp yersiniz kurabiyelerinizi :)



                                Ve son olarakta mutlaka taş kahveye gidip kahvenizi içiniz. Hatta şık bir akşam yemeği istiyorsanız AYNA restoranta gidip keten örtüler içinde muhteşem bir akşam yemeği yiyiniz.

                                Velhasıl kelam Cunda anlatılmaz yaşanır ne gezilmeye doyulur ne yaşamaya doyulur her yanını ayrı ayrı gezin tadını çıkarın saydığım yerlere gidip saydıklarımı alıp yiyin ve mutlaka kalacaksanız Canan Hanımın misafiri olun zira en kısa zamanda biz yine öyle yapacağız.


                                 Haaa son bir şey sakın Cunda' ya tatil sezonunda gitmeyin ya mayıs-haziran gibi yada eylül sonu ekim gibi gidin öyle gidinki en sakin en güzel zamanlarını yaşayın ziraa tatil sezonunda giderseniz kalabalıktan cundanın tadına varamassınız.

                                En son söz! Balayına gideceksiniz mutlaka cundaya gidin orda bir kez daha aşık olup birbirinize çiçeği burnunda evli olarak dönün evinize. Ha diyosanız ki balayı bizden geçti öyleyse mutlaka hayatınızda bir kez gidin cundaya inanın pişman olmazsınız ;)

                                Cunda biz seni çok özledik yeniden görüşücez sana yemin sana söz ;)